Neredeyse bir yıldır beklediğimiz ve Apple tarihinin dönüm noktalarından biri olacak etkinliğe bir gün uzaktayız artık. Söylentiler, haberler, fotoğraflar, videolarla dolu bir gündemin arasından sıyrılıp geliyoruz bu nedenle biraz kafamız dolu açıkçası. Lansman öncesi gizlilik konusunda Steve Jobs dönemini mumla aradığımız su götürmez bir gerçek. En azından 3-4 tane iPhone 6 inceleme videosu seyrettim ben şahsen, bu biraz garip değil mi sizce de?
Tüm bunların üzerine bir de patlak veren iCloud fotoğraf krizi bu büyük etkinliğe girerken Tim Cook’un başına fazlasıyla ağrıttı ve konsantrasyonlarını tamamen bozdu. Apple’ın hisseleri son yıllardaki en büyük düşülerden birini yaşadı. ABD’deki yatırım şirketleri takipçilerine Apple hisselerini elden çıkartarak paraya dönüştürmenin zamanının geldiğini duyurdu zira şirketin büyük bir inovasyon yaparak yükseleceğine pek ihtimal vermiyorlar.
Bu göreceli olarak negatif ortamda bile, Apple’ın şapkasında bizleri şaşırtacak bir kaç hamlesi daha olduğuna inanmak istiyorum. Beni böyle düşündüren şeyler neler mi?
Salon
Bu etkinliğe çok farklı bir anlam yüklememenin birinci sebebi etkinliğin gerçekleşeceği salon, Cupertino Kaliforniya’daki Flint Center. Bundan tam 30 yıl önce Steve Jobs’un ilk Macintosh’u tanıttığı ve kişisel bilgisayar alanında devrimin ateşini yaktığı salon bu sefer de inovatif dokunuşunu yitirdiği artık açıkça dile getirilen Apple’ın “Ben daha ölmedim!” diye dünyaya sesleneceği salon olacak.
iWatch
Her ne kadar iPhone 6’nın en küçük detayına kadar incelemiş, fotoğraflara bakmış ve videolarını seyretmiş olsak da iWatch konusunda da bir o kadar gölgede kaldık. Apple’ın giyilebilir teknoloji kategorisine adım atmasını çok uzun yıllardır bekliyorduk, Google Glass’dan bile önce konuşulan bir şeydi bu. Apple’ın iWatch projesini sonuçlandırmadan pek çok rakip akıllı saatlerini piyasaya sürdü: Samsung Galaxy Gear, Pebble, Jawbone ve daha niceleri. Bu esasında Apple’ın sıklıkla izlediği bir politika. Öncelikle pazarın belli bir doygunluğa gelmesini bekler, rakipleri gözlemler ve akabinde o kategoriye baştan sona Apple’un ruhunu taşıyan bir ürünle girer ve pazarı tamamen domine eder. Günün sonunda iPhone ilk akıllı telefon, iPad de ilk tablet bilgisayar değildi ama o kadar güçlü ürünlerdi ki neredeyse pazarın tamamını ele geçirdiler.
Steve Jobs’tan sonra Apple’daki en önemli insan olan Jony Ive’ın “iWatch o kadar iyi ki İsviçre’nin başının belada olduğunu düşünüyorum” açıklaması da bu alanda heyecanı bir kat daha katlıyor.
Jony Ive Reportedly Thinks the iWatch Is So Cool, It Could Sink Switzerland http://t.co/DlsvKy8zJ7
— Mashable Apple (@mashableapple) September 4, 2014
Akıllı Sağlık ve Akıllı Ev Ürünleri
Cebimizdeki telefonun, kolumuzdaki saatin, seyrettiğimiz televizyonun “akıllı” hale geldiği günümüzde, yaşadığımız evlerin ve sağlığımızın da bu trende uymayacağını düşünmek hayalcilik olurdu. Geçtiğimi WWDC’de tanıtılan Health Kit ve Home Kit ürünleri çok büyük potansiyel taşıyorlar. Google’ın da aynı kategoride hamleler yaptığını ve ABD’deki en büyük akıllı ev markalarından biri olan Nest’i satın aldığını hatırlatalım. Bu tabloda, önümüzdeki günlerde Apple’ın yapacağı hamleleri ile evimiz ve sağlığımız ile ilgili bilgilerin iPhone’larımızla ve hatta iWatch ile bire bir entegre olmuş akıllı ev ve sağlık ürünleri üzerinden kontrol edebilmemiz mümkün olacak. Bu etkinlikte bu noktalara ne kadar eğilirler bilemiyorum ancak Apple’ın önümüzdeki dönemde atacağı önemli kurşunlardan biri de bu olacak.
iCloud ve Güvenlik
Tüm dünyanın bir anda çalkanlanmaya başlaması ve internette büyük film yıldızlarının çıplak fotoğraflarının dolaşmaya başlaması ve bu fotoğrafların iCloud üzerinden edinilmiş olması sanırım Tim Cook için çok büyük bir kabus olmuştur. Apple’ın en güçlü yanı ve pazarlama faaliyetlerinde en çok güvendiği silahın ürün yerleştirmeleri olduğu biliniyor. Bu büyük film yıldızları bir anda iPhone ve iCloud’a küsüp tüm etkinliklerde, filmlerde, televizyonlarda rakip telefonlar ile boy göstermeye başlarlarsa bu Apple için yönetmesi çok zor bir durum haline dönüşebilir.
Bu nedenledir ki bu etkinlikteki önemli noktalardan biri de zorunlu olarak iCloud ve güvenlik konusunda yapılacak olan iyileştirmeler ve adeta galeyana gelmiş olan kitlenin sakinleştirilmesine ayrılacağını düşünüyorum. Krizi fırsata çevirmek böyle anlar için söylenmiş bir sözdür.
Ve tabii ki iPhone 6
Her ne kadar Samsung’un hükmettiği “Phablet” ürünleri ile fırsatımı bulduğum her anda “Bu ne be, çay tepsisi mi bu?” gibi sözlerle dalga geçsem de, dünyadaki tüm trendler tüketicilerin daha büyük ekranlara ihtiyaç duyduğunu ve bu kategorideki telefon satışlarının yükselişe geçtiğini gösteriyor. Apple’ın bu dalga karşısında durması biraz statükocu bir duruş olurdu ki bu şirketin genlerine ters olurd.
iOS 8’in iPhone 6 için özel olarak sahip olacağı dokunuşlar kritik olacaktır. Unutmamız lazım ki donanım ve tasarım Apple’ın en güçlü yanı olsa da o büyülü dokunuş her zaman için o donanımla uyumlu ve tam olarak kullanıcı ihtiyaçları ve deneyimine göre tasarlamış yazılımdan gelmekte. Uçtan uca, her noktası düşünülmüş ve üzerinde kafa patlatılmış bir deneyim sonucunda oluşan şeye zaten biz Apple ruhu diyoruz. Bu yüzden iPhone 5 ile bire bir ayın özelliklere sahip, son kullanıcı tarafından çok da anlamlı olmayan donanımsal iyileştirmelerden ibaret bir yeni ürün değil Apple’ın ruhunu yansıtacak ve o kalbimizi çalacak o bir iki büyülü dokunuşa sahip bir ürün ile karşılaşacağımızı umud ediyorum.
Apple – Live – Countdown to the Apple Special Event. Wish I could say more. I hope you can join us. http://t.co/2Iudkgv8NW
— Tim Cook (@tim_cook) September 4, 2014
Görüldüğü üzere, Tim Cook dahil tüm üst yönetim bilinçli bir şekilde beklentilerimizi yükseltiyorlar. Çünkü onlar da son bir kaç etkinliğin oldukça sönük geçtiğinin farkındalar ve bunu gidişe bir dur demek istiyorlar.
Bakalım yarın akşam beklentilerimizin karşılığını alabilecek miyiz?