Üzerine uzun süreler boyunca kafa yorduğum konuların başında verimlilik geliyor. Bu konu ile ilgili çok çeşitli kaynaklardan makaleler okudum, farklı uzmanların videolarını seyrettim, podcast’ler dinledim. Bunların yanında iş ve özel hayatımı düzene sokmak için pek çok farklı uygulama ve yazılım kullandım, kullanmaya devam ediyorum. Bu uygulamalar arasında geçiş yapmak artık biraz da maymun iştahlılığa girse de son 5 yıl içinde var olan tüm to-do uygulamalarını denemişimdir diye düşünüyorum: Any.do, Todoist, Microsoft To Do, Asana, Trello, Remember the Milk ve daha niceleri… (Bir anda kullanmayı bırakıp tıpkı bir zaman kapsülü gibi terk ettiğim bir to do uygulamasına aylar, yıllar sonra giriş yapıp eski gündemlerim ile karşılaşmak hoş bir his bırakır bende.)
Geçtiğimiz haftalarda Akasya Alışveriş Merkezi’ndeki D&R’da gezinirken kapak tasarımı ile dikkatimi çeken iki kitap oldu: Digital Minimalism ve Deep Work
Yabancı dildeki kitaplar çoğunlukla yüksek fiyatla satılıyor. Bu kitapların da durumu farksız değildi. Uzun uzun okuyup inceledikten sonra üzülerek de olsa yerine koydum. Zira hem kitaplar pahalıydı hem de okumayı sürdürdüğüm & okumayı bekleyen 10’a yakın kitap evde beni bekliyordu. Yine de yazar Cal Newport ismini ve bu kitapları kafama not ettim ve mekandan ayrıldım.
“Derin Çalışma” neymiş?
Enteresan şeylerden bir tanesi, bu tarz “kişisel gelişim” kategorisindeki kitaplar her zaman için fazlasıyla gömülür ve çoğunluk tarafından asla beğenilmez. Ancak bu iki kitap ve yazarı Cal Newport için gerek Goodreads’de gerekse internetteki çeşitli inceleme yazılarında hep olumlu şeyler okudum. Yahu, Ekşi Sözlük’te bile adam ile ilgili girilen entry‘ler olumlu, varın gerisin siz düşünün. 🙂
Dün “Deep Work” kitabının bir nevi özetini çıkartan bir YouTube videosuna rastladım. (Ya da ben rastladığımı sanıyorum zira büyük birader hepimizin olduğu gibi benim de tüm internet davranışlarımı takip etti ve beni bu video ile buluşturdu. Evet, bu çok daha olası.) Kısaca belirtmek gerekirse yazar çalışmayı ikiye ayırıyor: derin çalışma ya da yüzeysel çalışma. Yüzeysel çalışma diyerek, günlük hayatta savrulurken yaptığımız, dikkatimizi yeterince odaklamadığımız ve gerek çıktısıyla gerek de verdiği tatmin olarak değerli olmayan iş kastediyor. Derin Çalışma ise gerçekten somut, kaliteli ve hedefe uygun işler çıkartabildiğimiz, uyarıcılardan ve dikkat dağıtıcılardan uzaklaşarak yaptığımız dingin çalışma saatleri olarak tanımlıyor. Derin çalışma seanslarını gerçekleştirerek kaliteli işler çıkartabilmenin, dijitalleşen yeni dünyadaki geçer akçe olarak konumlandırılmış bir yetkinlik. Bu yetkinliğe sahip olanların diğerlerinden farklılaşacağı ve ayrışacağını savunuyor. Hatta şöyle de basit bir şekilde formüle etmiş:
Yüksek kaliteyle üretilmiş işler = Geçirilen zaman x Odaklanmanın Yoğunluğu
“Derin Çalışma” prensipleri
Derin çalışma için yapılması önerilen beş ana madde şu şekilde:
- Derin çalışma metodunu ya da yönteminizi seçin.
- Derin çalışmayı bir alışkanlık haline getirin.
- Derin çalışmayı bir iş gibi ele alın.
- Uyarıcıları kaldırın.
- Dinlenme zamanlarını, derin çalışma çabalarını iyileştirmek için kullanın.
Daha fazla detaya girmeyeceğim, eğer ki sizin de ilginizi çektiyse bu konsepti daha detaylı inceleyebilmeniz için videoyu aşağıya bırakıyorum. (Küçük bir not, video iki bölümden oluşuyor. İlkini seyrettikten sonra ikinci videoya geçmeyi unutmayın.)
Kendi kendine ritüeller yaratmaya bayılan biri olarak kendimi tüm bu maddeleri uygulamış, her sabah saat 7’de kalkan, yürüyüş yapan, ofise geldikten sonra bir bardak kahve alıp arkadaşlarıyla sohbet ettikten sonra masasına geçip gürültü önleyici kulaklıklarını takarak uzun ve uyarıcılardan arındırılmış, verimli seanslarla çalışan bir insan olarak hayal ettim. Belki de bu hayalleri kurmama yardımcı oldukları için bu verimlilik ritüellerini anlatan yazı ve videoları seyretmeyi bu kadar seviyorum. Kim bilir? (“Hepimiz hayallerimizin kurbanıyız” demişti usta Şener Şen “Gönül Yarası” filminde, o geldi aklıma şimdi…)
Bu video ile özünü yakaladığımı düşündüğüm için Deep Work’ü satın almadım ama Digital Minimalism kitabı, ben bu yazıyı yazarken kargoda yarın gün içerisinde elime ulaşmak için yolda. Bakalım, biraz okuyayım onunla ilgili de bir kaç satır bir şey yazarım belki.